Risale-i Nur ilmin esas gayesi olan rıza-yı İlahîyi tahsile sebeb olması ve dünya menfaatına, ilmi hiçbir cihetle âlet etmeyerek tam manasıyla insaniyete hizmet gibi en ulvî vazifeyi temsil etmesidir.
Asa-yı Musa - 247
Risale-i Nur ilmin esas gayesi olan rıza-yı İlahîyi tahsile sebeb olması ve dünya menfaatına, ilmi hiçbir cihetle âlet etmeyerek tam manasıyla insaniyete hizmet gibi en ulvî vazifeyi temsil etmesidir.
Asa-yı Musa - 247
Halbuki bu koca memlekette iki parmak karışsa, karıştırır. Çünki bir köyde iki müdür, bir şehirde iki vali, bir memlekette iki padişah bulunsa, karıştırır. Nerede kaldı, hadsiz hâkim-i mutlak beraber bulunsun!
Asa-yı Musa - 236
Aşksız İnsan Kanatsız Kuş Gibidir
Aşksız insan kanatsız kuş gibidir,
Aşksız gönül taş gibidir.
Aşksız insan kanatsız kuş gibidir,
Aşksız gönül taş gibidir.
Aşk imandır, aşk nurdur,
Aşk hayatın özüdür.
Aşk Mevlâ’nın hediyesidir,
Aşksız gönül boş gibidir.
Gel aşkla yan, aşkla dol,
Aşkınla Mevlâ’ya yol bul.
Yan ki aşkın nur olsun,
Aşkı bulan kul olsun.
Aşksız insan kanatsız kuş gibidir,
Aşksız gönül taş gibidir...
Mevlana dan
Senin küçük bahçeni halk ettiği gibi, Cennet'i dahi senin için halk edebilir ve halk etmiş ve sana va'd etmiş. Ve va'dettiği için, elbette seni onun içine alacak.
Asa-yı Musa - 231
İ'lem!
Mesail-i diniyeden olan içtihad kapısı açıktır. Fakat, şu zamanda oraya girmeğe altı mani vardır:
Birincisi:
Nasılki kışta fırtınaların şiddetli olduğu bir vakitte, dar delikler dahi seddedilir; yeni kapılar açmak hiçbir cihetle kâr-ı akıl değil. Hem nasılki büyük bir selin hücumunda tamir için duvarlarda delikler açmak gark olmağa vesiledir. Öyle de: Şu münkerat zamanında ve âdât-ı ecanibin istilası ânında ve bid'aların kesreti vaktinde ve dalaletin tahribatı hengâmında, içtihad nâmıyla kasr-ı İslâmiyetten yeni kapılar açıp duvarlarında muharriblerin girmesine vesile olacak olan delikler açmak, İslâmiyete cinayettir.
İLAHİ TAKSİM
1.Çalabım bir şar yaratmış,
İki cihan arasında.
2.Bakıcak Didar görünür,
Ol şarın kenaresinde.
Sizlere müjde! Mevt i'dam değil, hiçlik değil, fena değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in'idam değil. Belki bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır.
Asa-yı Musa - 229
Ey insan! Hayatın ağır tekâlifini omuzuna alıp zahmet çekme. Hayatın fenasını düşünüp, hüzne düşme. Yalnız dünyevî ehemmiyetsiz meyvelerini görüp dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme. Belki o sefine-i vücudundaki hayat makinesi, Hayy-ı Kayyum'a aittir.
Asa-yı Musa - 229
Ey insan! Nimetin zevalinden elem çekme. Çünki rahmet hazinesi tükenmez.
Asa-yı Musa - 228
Kâinatın ekser enva'ıyla alâkadar ve o alâkadarlık yüzünden perişan ve keşmekeş içinde boğulmak derecesine gelen ruh-u beşer ve kalb-i insan وَحْدَهُ kelimesinde bir melce', bir halaskâr bulur ki; onu bütün o keşmekeşten, o perişaniyetten kurtarır.
Asa-yı Musa - 227