Sual: Salavatın bu kadar kesretle hikmeti ve salâtla beraber selâmı zikretmenin sırrı nedir?
Rabbimizin emri
Yüce Allah'ın (CC) bizlere rehber olması için indirdiği Kur'an'ı Kerim, Efendimiz'e (SAV) uymamız konusunda sıkı uyarılarda bulunur. O'na itaatin Allah'a (CC) itaat olduğunu ifade eder. Selam ve salat hususunda pek çok ayet vardır.
"Allah ve melekler peygambere salât ediyorlar; ey iman edenler, siz de ona salât ve selâm okuyun."
[Ahzab Suresi, 56. Ayet]
Efendimiz'e (SAV) ulaşır
Efendimiz (SAV) salat okuyanın salatının kendisine ulaştığını bildirir. Bu mümin için büyük bir müjdedir.
"Bir kimse bana selâm gönderdiği zaman, onun selâmını almam için Allah Teâlâ rûhumu iâde eder."
[Ebû Dâvûd, Menâsik, 96/2041. Ahmed, II, 527]
Salâvat getirmek af vesilesi
Bir gün Rasûlullah (SAV) mütebessim bir çehreyle ashâbının yanına gelmiş ve Hz. Cebrâil'in (AS) kendisine şu müjdeyi verdiğini bildirmiştir:
"Yâ Rasûlâllah! Ümmetinden biri Sana bir salât getirdiğinde, benim onun günahlarının bağışlanması için on defa istiğfâr etmem, o kimsenin Sana bir selâm göndermesi hâlinde, benim ona on selâm vermem Sen'i sevindirmez mi
(Nesâî, Sehv, 55/1293)
Rasûlullâh (SAV) "Kim bana bir defa salât getirirse, Allâh o kimseye on defâ salât eder, on hatâsı silinir ve on derece yükseltilir."
(Nesâî, Sehv, 55)
Dualarda salavat getirmenin önemi
Kişi dua ederken Efendimiz'i (SAV) anarak isteklerini dile getirmesi hatta sadece salavat getirerek dahi duasını tamamlamasının yetebileceği belirtilir. Bu hususta Resulullah (SAV) şöyle buyurur:
Übey bin Kâb (RA) anlatıyor:
"Hazret-i Peygamber'e: – Yâ Rasûlallâh! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir? diye sordum. – Dilediğin kadar yap. buyurdu. – Duâlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu? diye sordum. – Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur. buyurdu. – Öyleyse duâmın yarısını salavât-ı şerîfeye ayırayım. dedim. – Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur. buyurdu. Ben yine:– Şu hâlde üçte ikisi yeter mi? diye sordum. – İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur. buyurdu. –Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur? deyince: – O takdirde Allâh bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar. buyurdu."
[Tirmizî, Kıyâmet, 23]
Efendimiz'in (SAV) hoş karşılamadığı husus
Efendimiz'e (SAV) uymak ve saygı göstermek her Müslümanın vazifesidir. Bir mecliste yahut konuşmada Resulullah (SAV) anıldığı zaman salavat çekmemek hoş karşılanmaz.
Bu konuda Resûlullâh (SAV) şöyle buyurur:
"Yanında ismim zikrolunduğu hâlde bana salavât getirmeyen kimsenin burnu sürtülsün."
[Tirmizi, Deavât, 100]
Kıyamet günü Resulullah'ın (SAV) yanında olacak kimseler
Resûlullâh (SAV) şöyle buyurur:
"Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları; bana en çok salât ve selâm getirenlerdir."
[Tirmizî, Vitr, 21]
Rahmet sebebi
Alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz'i (SAV) anmak Rabbimizin hoşnut alacağı işlerdendir. Nitekim Resûlullâh (SAV) şöyle buyurur:
"Kim bana bir defa salât ü selâm getirirse, bu sebeple Allâh Teâlâ da ona on misli merhamet eder."
[Müslim, Salât, 70]
Cuma günü salavat getirmenin önemi
Ebu'd-Derdâ (RA) anlatıyor:
Bir gün Rasûlullah (SAV): "–Cuma günü bana çok salevât getirin! Zira o gün, meleklerin hazır ve şâhid olduğu bir gündür. O gün bir kişi bana salât ettiğinde onun salâtı mutlakâ bana arz edilir. Salavât getirmeyi bırakıncaya kadar bu durum böyle devam eder." buyurdular. Ben:"–Vefâtınızdan sonra da mı?" diye sordum. Efendimiz (SAV) :"–Evet, vefâtımdan sonra da! Allah Teâlâ peygamberlerin vücutlarını yemeyi yeryüzüne haram kılmıştır. Allâh'ın Nebîsi hayattadır ve dâimâ rızıklandırılır." buyurdu.
[İbn-i Mâce, Cenâiz, 65. Bkz. Ebû Dâvûd, Salât 201/1047, Vitir 26]
Efendimiz'in öğrettiği salavat
Namazların son oturuşunda okunan "Salli" ve "Barik" duaları salavat duaları olarak da bilinir. Efendimiz'in (SAV) ashabına öğrettiği bu dualarda Efendimiz'e (SAV) ve Hz. İbrahim'e (AS) dualar edilir. Bu konudaki hadis-i şerif şöyledir
Ebû Muhammed Ka'b bin Ucre -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:
Bir gün Resûlullâh (SAV) yanımıza gelmişti. Kendisine: "–Yâ Resûlallâh! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, ancak sana nasıl salavât getireceğiz?" diye sorduk. O da şöyle buyurdu: "–Allâh'ım! (İbrâhîm'e ve) âline salât (rahmet) ettiğin gibi Muhammed'e ve âline de salât et. Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin. Allâh'ım! (İbrâhîm'e ve) âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed'e ve âline de hayır ve bereket ihsân et. Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin! deyiniz."
[Buhârî, Deavât 32; Tirmizî, Vitir, 20; İbn-i Mâce, İkâme, 25]
Efendimiz'i (SAV) anmak rahmet, mağfiret vesilesi olduğu gibi kişiye huzur ve ferahlık veren bir duadır. Efendimiz'i (SAV) anmak ve hatırlamak güzel ahlakını örnek almamızı sağlar, bizleri günahlardan uzak tutar.
Eskilerde ve günümüzde hem bir dil alışkanlığı olarak hem de unutulan bir şeyi hatırlamak için İslam aleminde bir alışkanlık olarak salavat getirilir.
Efendimiz (SAV) bir başka hadisinde:
"Adım anıldığında salavât getirin ve dua edin. Zira nerede olursanız olun, salât ve selâmlarınız bana ulaşır." buyurur.
[Ebu Davud]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder