Ey cennetle mükâfatlandırılan hayırlı kişi, Ömer!
Evlatlarımı ve annelerini giydir
Ve zamana karşı bize sığınak ol
Allah’a yemin olsun ki şüphesiz sen bunu yaparsın
Ömer (r.a.) onun incelikli sözlerinden hoşnut olmadı, kendi adına
yemin etmesine de aldırmadı.
“Yapmazsam ne olur?” dedi.
Bedevî:
Hâlim muhakkak senden sorulur
İhsanların ortaya döküleceği o günde
Sorumlu olanın O’nun huzurunda yeri
Ya cehennemdir ya da cennet!
O kişi cennet ve cehennemi, Melik ve Cebbâr olan Allah Teâlâ’nın huzuruna getirilişi hatırlatınca Ömer (r.a.) sakalları ıslanıncaya kadar ağladı ve yanındaki kölesine şöyle dedi:
“Ona şiiri için değil ama bahsettiği o gün
için şu gömleğimi ver! Allah’a yemin olsun ki bundan başka sahip olduğum bir şey yok!
Ondaki dinî hassasiyete dikkatle bak! Elinin altında yeryüzü hazineleri dolup taşarken o, gömleğinden başka bir şeyi olmadığı hâlde kendi mülkünden ihsanda bulumuş.
Ulemâ şöyle demiştir:
O kişi fakir olup hak ettiği hâlde Ömer (r.a.) müslümanların beytülmâlinden ona ihsanda bulunmamıştır. Çünkü o hakkını şiiriyle istediğinde, ihsan artık müslümanların maslahatı için olmamıştır.
Bu nedenle Ömer (r.a.), ona beytülmâlden bir şey vermemiştir. Şöyle de demişlerdir: Ömer (r.a.) nazarında o kişinin, zekât mallarının verileceği zümreden olup olmadığı kesin değildi.
MU‘ÎDÜ’N-Nİ‘AM
Makam ve Meslek Ahlâkı
TÂCEDDİN ES-SÜBKÎ
Sayfa, 48-50 den düzenlenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder