15 Ocak 2025 Çarşamba

Çorum Alacada İlk Arapça Ezan Okuyan Hoca


İLÇEMİZDE İLK ARAPÇA EZAN OKUYAN:YANDIM HOCA

Yandım Hoca’mızı çocukluğumda Tezekan (Özhan) Mahallesi camisinde imamlık yaparken tanımıştım. Dizleri dibinde Elif Cüzü okudum. Beyaz sakalı, tombul yüzü, iri burnu, geniş kulakları, başında hiç çıkarmadığı takkesi, elinde asası ve iri gövdesi hafızamdan hiç silinmedi. 

Rahmetli abime uzun süre Kur’an dersi verdi. Abim sabah ortaokula öğleden sonra da Yandım Hoca’ya giderdi. Bazı zamanlar Kur’an dersine gitmez top oynamaya kaçardı. Bundan  babamın haberi olursa onu sıkıştırırdı. “Seni top oynamayı yasaklıyorum,” derdi. 

Abim babamı hiç dinlemez bazen ortaokulu bazen de Kur’an derslerinden kaytarırdı. Top oynamayı çok severdi. Bu sevgisinin neticesi sonuçsuz kalmadı. Çorum Spor’un 2. liğe çıktığı yılda,  amatör ligdeki Çimento Spordan, Çorum Spora yüklü bir para ile transfer oldu.  İlçemizin ilk profesyonel futbolcu payesini aldı.

Yandım Hoca’mız, Tezekan Mahallesi’nden Zile yolu üzerindeki Kağızmanların evlerine yakın bir camiye tayin oldu. Emekli olana kadar da orada görev yaptı. 

Abimin eski sebze halinde manavı vardı. Adı ilginçti: He Tatar Kıbrıs Manavı. Alaca’ya gittiğimde yanına uğrardım. Orada bazı zamanları Yandım Hoca’mızın bir sandalye üzerinde kenarda oturduğunu görürdüm. Elini öper halını hatırını sorardım.

Yandım Hoca’mız gerek kilosundan gerekse yaşlılıktan dolayı zor yürüyordu. Evi sanırım görev yaptığı camiye yakındı. Zile yolu üzerinde birkaç manav olmasına rağmen onlardan alışveriş yapmazdı. O kadar yolu zorlanarak yürüyerek abimin manavına gelir, herşeyini ondan satın alırdı.

Abim, çocukluğunda kendisine Kur’an öğreten Hocası gelince elini öper, altına bir sandalye verir, çay ikram ederdi. İstediği sebze ve meyveleri tartar, el arabasına doldurur, yanında çalışan bir genci görevlendirerek evine kadar bıraktırırdı. 

Abimle Yandım Hoca arasında bir sevgi vardı. Bunu bir türlü çözemedim. Çünkü abim namazında niyazında biri değildi. Ara sıra alkol de alırdı. Bunu Yandım Hoca’mız da biliyordu. Herhalde bu sevgi talebe hoca ilişkisindendi sanırım, Ölene kadar da abimden alışverişini kesmedi Hoca’mız. Mekanı cennet olsun.

Binlerce kardeşimize Kur’an  ve İslami bilgi öğreten Yandım Hoca’mızın Alaca’mızda bir ilke imza attığı tarihi  olaydan bahsedeceğim. Anlatılan bu güzel vakayı rahmetli Lokantacı İrfan Şimşek abimizden de dinlemiştim. 

İlçemizde yetişmiş ilk deniz subaylarımızdan askeri okullarda edebiyat öğretmenliği yapmış Emekli Albay Yakup Tunç kardeşimizin bir kitabını okurken Yandım Hoca’mızla ilgili yazdığı hatıra dikkatimi çekti. 

İşte o güzel hatıranın satırları:

“ Memleketim Çorum-Alaca’da Yandım Hoca adıyla anılan müezzin şehrinizin en yaşlı ve en kıdemli müezziniydi. Alaca’da Eski Cami’de görevliydi.

Babama, “Bu hocaya neden Yandım Hoca diyorlar?” diye sorduğumda;

“Allah aşkıyla çok ağlar, onun için,” demişti. 

Ülkemizde Ocak 1932’den Haziran 1950 yılına kadar ezanın Türkçe okunmasına dair bir yasa çıktı. Bu yasaya Arapça okuyana  3 aya kadar hapis,  10 liradan 200 liraya kadar para cezası veriliyordu... Bu yasaklama 18 yıl sürdü.

Yandım Hoca, bu yasaklı günlerde bir Kadir gecesi sabaha kadar ibadet etmiş; o gecenin manevi sarhoşluğuyla minareye çıkıp Arapça ezan okumuş. Polisler sabah, hocayı alıp götürmüşler.

1950 yılında, Adnan Menderes’in Başbakanlığı döneminde “Ezan Arapça aslıyla okunabilir,” diye bir yasa çıkınca bütün Türkiye ‘de büyük bir sevinç yaşanmış, adeta bayram yapılmıştır...

Yandım Hoca da o gün minareye çıkıp ikindi ezanını yedi kere okumuştur.  

Ertesi gün gazete haberlerinde Bursa’da bir hocanın da aynı  coşkuyla yedi kere ikindi ezanı okunduğunu yazıyordu.

Ezan serbestliği ile ilgili yasa çıkınca her şehir kendine bir Habeşli Bilal arayıp buluyordu.18 yıllık özlem, ancak böyle giderilirdi.  Herkesin kendine göre bir ahdi, bir adağı vardı.

Konya’da sesi güzel olan Kağnıcı Hafız’ı bulup getirmişler. “Kapı Cami minaresine çık, ezan oku!” demişler. Aşağıdaki halk hünkür hünkür ağlıyor:

“Ülen!.. Bir daha oku...” diye bağırmışlar, ezanı 3 kere okutmuşlar.

Çorum’un Ahmet Lütfü Kazancı anlatıyor:

“Ulu Cami  önündeki kapı önünde ak saçlı, ak sakallı bir ihtiyar, müezzinin önünü kesiyor:

“Kurban olayım sana!.. Şu ezanı ben okuyayım, adağım vardır, ezan yasağı kalkarsa, ilk cumanın ezanını ben okuyacağım, demiştim, beni bundan mahrum etme!..” diye yalvarır. Yaşlı adamı kırmazlar, ezanı okuturlar. Cami içinde , dışında yüzlerce kişi gözyaşlarını tutamaz.”

İlçemizde ilk Arapça ezan okuma şerefi nasip olmuş Yandım Hoca’mıza Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.



Kaynak:(1) Yakup Tunç, Akılda Kalan Hoş Hatıralar, Dionysos Yayın Grup, Ankara, 2022, s. 131-132
İktibas 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Verification: 299031c2375c79d4