Padişahın biri veziriyle birlikte gezintiye çıkmış...
Gezi sırasında bir köye gelmişler. Küçük,şirin bir evin önünde oturmuş,örgü ören bir genç kız görmüşler.
Padişah kızın yanına yaklaşıp sormuş:
"Merhaba kızım,baban evde mi?"
Kız:
"Babam evde yok! Azı çok etmeye gitti."
Padişah:
"Annen evde mi?"
Kız:
"Annem de evde yok! O da biri iki etmeye gitti."
Padişah:
"Kızım eviniz çok güzel ama bacası eğri."
Kız:
"Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter."
Padişah:
"Sana bir kaz yollasam yolar mısın?"
Kız:
"İzninizle en ince tüylerine kadar yolarım!"
Padişah kıza..
"Öyleyse selametle kal!” deyip, veziriyle tekrar yola koyulmuş.
Saraya varınca padişah vezirine sormuş:
"Kız ile ne konuştuğumuzu anladın mı?"
Vezir:
"Doğruyu söylemek gerekirse anlamadım padişahım," demiş.
Padişah:
"O halde tez vakitte git öğren! Yoksa seni vezirlikten azlederim! demiş.
Vezir telaşla fırlamış.
“Nasıl öğrenirim?” diye düşünürken,en iyisi ilk ağızdan bilgi almak deyip,gitmiş padişahın konuştuğu kızı bulmuş.
Vezir:
"Aman kız,hanım kız!...
Biz bu gün yanımda biriyle senin yanına gelmiştik,yanımdaki kişi senin isterim," demiş.
Vezir kabul etmiş.
Kız anlatmaya başlamış:
"O amca bana babamı sorduğunda...'Azı çok etmeye gitti' demekle,babamın çiftçi olduğunu, tarlaya tohum ekmeye gittiğini anlatmak istedim."
Vezir on altınıomiş devam etmiş:
"O amca annemi sorduğunda... 'Annem biri iki etmeye gitti' demekle;annemin ebe olduğunu, doğum yaptırmaya gittiğini anlatmak istedim."
Kız vezirden on altın daha alıp devam etmiş:
"Amca; 'Eviniz çok güzel ama bacası eğri' demekle; benim güzel olduğumu ama gözlerimin şaşı olduğunu söyledi...
Ben de; 'bacası eğridir ama dumanı doğru tüter' diyerek; şaşıyım ama gözlerim iyi görür demek istedim."
Vezir kıza on altınını verip hemen atılmış:
"Peki ya 'Sana bir kaz yollasam yolar mısın?' ne demek?"
Kız tebessüm edip açıklamış:
"O kaz da sizsiniz," demiş...
Bunları öğrenmek için bana onlarca altın verdiniz!"…