Neden müslüman oldun?
“Çünkü İslam kadar din karşıtı başka bir din bulamadım, Kilisenin tanrısı bana gelmek için Papa'ya gidin Kiliseye gidin, Rahiplere ve Rahibelere gidin önce onlara tapın, yalvarın, onlar halinizi bana getirecektir/gösterecektir diyor. Bir insanın inanamayacağı kadar aptalca bişey bu!
Oysa Islam'ın Tanrısı benden başka kimseye eğilme, kimseden medet umma, sen hiç kimseye muhtaç değilsin, ben seninleyim sadece beni an! söz ben de seni bütün eksiklerine rağmen yüceltecegim diyor!
Islam'ın Tanrısı ne Kiliseye ne de Papa'ya muhtaç.
Şimdi düşünsenize gözlerini iktidar, para hırs ve güç bürümüş Kilisenin elinde oyuncak olmuş bir Tanrı’ya benim gibi Irlanda’lı bir kadın neden inansın ki? Ben Kuranın, Islamın Tanrısına inanıyorum, bu benim hayatimda elde edebileceğim en büyük konfor, bu konforu neden terkedeyim ki, bir insanın Tanrı’ya tapmak istediğinde başına gelebilecek en kötü şey karşısına çıkan kiliseler ve Rahiplerdir, onları geçebildiğinizde islamın tek kudretli ve merhametli Tanrısı ile karşılaşabiliyorsunuz…”(Sinead O’Connor/Şüheda Sadakat)
Ünlü sanatçı O’Connor/Sadakat, başka bir beyanında da, dinleri araştırdığını ama İslam’a karşı önyargılı olduğu için İslam’ı incelemeyi en sona bıraktığını, fakat Kuranı okumaya başlar başlamaz daha ikinci ayette İslam’ı kabul ettiğini söylüyor.
“Aslında hayatım boyunca zaten Müslümanmışım ama bunun farkında değilmişim, bunu ancak o zaman fark ettim” diyor.
Evet, fıtrat ve akıl, sadece bu ikisi bile tüm caydırıcılara rağmen insanı doğruya hidayet edebilir, yeterki bu ikisini buluşturabilelim. İşte o zaman Kuranın bize ne kadar büyük bir özgürlük sunduğunu da anlamış oluruz, tabi bunun için de asıl mesajına, asıl mesajına, asıl mesajına odaklanmamız, ayrıntılarda boğulmamamız lazım.
Tevhidi özgürlüğün tadını ancak fıtratına uyan ve aklını kullanabilen müminler tadar.
Allah CC. rahmet eylesin…