93 Harbine genç bir subay olarak katılmıştır. Sonrasında Osmanlı ordularında özellikle Rumeli'de çeşitli görevlerde bulunmuştur. Rusya ve Fransa'da yapılan ordu manevralarına katılmış ve sonrasında fahr-i yaverana dahil edilmiştir. Meşrutiyet döneminde Edirne'de II. Ordu Komutanlığında bulunmuş, 31 Mart döneminde kısa bir süreliğine I. Ordu Komutanlığı'na getirilmiştir. Bu dönemde Ahrar Fırkası ve Prens Sabahattin'e yakın bulunmuştur.
Daha sonra Osmanlı ordusu'na başkomutanlık ettiği I. Balkan Savaşı başarısızlıkla sonuçlandı. Başarısızlığının en önemli sebebi de Nâzım Paşa'nın Colmar von der Goltz tarafından hazırlanan gerçekçi nitelikte ve stratejik savunma prensibini benimsemiş Osmanlı harekât planlarının selefi Ahmet İzzet Paşa'nın aksine reddi ve seferberlikte dahil savaşa hazırlıkta yaptığı ihmaller olduğu düşünülmektedir
I. Balkan Savaşı'nda selefi Ahmet İzzet Paşa'nın reddedilen planında Osmanlı ordusu Makedonya'da savunma halinde kalacak ve eğer gerekirse aşamalı olarak düşmana kayıp verdire verdire gücünü kıra kıra Arnavutluk'a çekilecekti. Stratejik savunma üstüne konulu bu taktik uyarınca esas bu savaşı etkileyecek muharebeler Trakya'da Bulgaristan Krallığı ordusuna karşı yapılacak ve Bulgar ordusu durdurulup Trakya-Rumeli hattındaki yollarda en iyi şekilde korunacaktı. Ancak bundan sonra bir ilerleme söz konusu olacaktı. Oysaki Nâzım Paşa'nın planına göre önce Sırplar üzerine yürünüp Sırp ordusu yenilecek ardından Yunan ve Bulgar ordularına ani hücumlarla saldırılıp durdurulacak ve bu devletlerin ülkelerinin birinin veya birkaçının üzerine yürünmeye başlandığında onları koruyan büyük devletler (İngiltere, Fransa,Rusya, Avusturya-Macaristan, Prusya) 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda olduğu gibi Osmanlı ilerlemesini durdurmak için diplomatik müdahalede bulunacak ve sonuçta Osmanlı İmparatorluğu toprak kaybına uğramadan aksine belki minik toprak kazançları ile bu savaşı sonlandıracaktı. Ancak bu plan başarısız oldu, zira Osmanlı İmparatorluğu seferberliğini tamamlayamamış ve savaş öncesi ağır hatalar yapmıştı. Ordular hedeflenen sayının çok altındaydı, donanma ve kuvvetler dağınık konumdaydı. Asker eğitimsiz haldeydi buna karşın geçen zamanda Balkan devletleri Osmanlının aksine ordu ve donanmalarını iyi şekilde güçlendirmişlerdi. Ayrıca Nâzım Paşa, Sırpların gücünü ya hafife almış veya istihbarat hatası ile yanılgıya düşmüştü.
Savunma planlarının aksine Ferdinand Foch tarafından geliştirilen Fransız saldırı doktrinini benimseyip buna göre seferberlik doğru düzgün tamamlanmadan orduyu doğrudan saldırıya yönlendirmek Kumanova Muharebesi, Kırkkilise (Lozengrad) Muharebesi[1] gibi bu amaçla yapılan saldıran düşmana, cepheden saldırıyı öngören muharebeler Osmanlı için yıkım olmuştur.
I. Balkan Savaşı'ndaki başarısızlıktan sonra 23 Ocak 1913 tarihinde Sadrazam Kâmil Paşa'nın hükûmetine karşı İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından düzenlenen Bâb-ı Âli Baskını sırasında Yakup Cemil tarafından tabanca ile vurularak öldürülmüştür.[2]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder